10 Eylül 2016 Cumartesi

Heidi Evine Yolculuk

Chur kentinde kalmanın en güzel taraflarından biri  buradan 17 km uzaklıktaki  Heidi'nin  gerçek kasabası olan  Maienfeld 'e gitmektiMaienfeld İsviçre'de yaklaşık 2.000 nüfuslu ve Alplerin arasına sıkışmış küçücük bir yer..Heidi'nin evi ise dar bir yoldan sadece yürüyerek gidilebilecek bir mesafede. Chur'dan kalkan  trenle kısa sürede burada olduk. Garın hemen yanında tabelalarda  Heidi Evine götürecek otobüs tarifesi var. Haftasonları otobüs işlemiyor. Bizde gittiğimizde cumartesiydi ve otobüs olmayınca başldık yürümeye..


Yol üzerinde levhalar size ne kadar mesafe kaldığını söylüyor. Yol uzun ve dağa doğru tırmanışlı. Ama sözkonusu Alp dağları olunca yol çok zevkli.


                           İlk önce şehir içinden geçiyorsunuz. Tabi ki bol bol bahçeli evler var. Etrafta ki heykeller, bahçe süsleri o kadar güzel ki bir sağa bir sola başımızı döndürmekten yorulduk asıl.




                           Sonra  şehirden  ve evlerden yavaş yavaş uzaklaşıyorsunuz. Yerini üzüm bağları alıyor. Karşınızda da Alpler. Öyle değişik bir his ki, sanki bu güzel doğanın içinde olan siz değilsiniz. 



Dönen, kıvrılan yollar, yemyeşil  tarlalar, esen hafif  rüzgar  gerçekten bizi  Heidi varmışta onun kulubesine gidiyormuşuz gibi hayale soktu. Etrafta bizim gibi yürüyen bir kaç turist  daha vardı.


                                İşte  tekrar  levhalar görüldü, yanlış yolda değiliz :)



                            Ve  beklenen!  İşte Heidi Evi. Temsili de olsa tuhaf oluyorum. Çünkü küçükken 6 kez okuyup hakkında hayaller kurduğum köye gelmiştim. Hayallerimdekine uymuyordu tabi ki , yine de görünce çok mutlu oldum. Bir çok dillere  çevrilen, çocuk  kitlesi yıldan yıla artan  hayali bir kahraman sözkonusu. 


İçini gezmek istiyorsanız sanırım 8 euro idi. Temsili eşyalar konmuş, küçük masalar ve sandalyeler, mutfak araç gereçleri..


                           Sonra bahçesine çıkıp çevreyi gezdik. Birde bahçesi vardı içinde keçileri olan. Onlara da gelenler yemek veriyordu. Fotoğraf çektiriyordu. Tabi  her turistlik yer gibi burada da işi ticarete çevirmişler, çeşit çeşit hediyelikler satmaya başlamışlardı.






                                Böylesine güzel ve huzurlu  bir yerden ayrılmak çok zor geldi. Dönüşte çimenlerde piknik yaptık, farklı bir yoldan gidelim dedik, yolumuzu kaybettik ve daha da uzattık. O gün çok yorulduk ama herşeye değdi. Şimdi  bile fotoğraflara bakınca orayı özlüyorum..

4 yorum:

  1. Çocukluk kahramanım Heidi, çok güzeö fotoğraflar ve anlatı için teşekkürler. Birgün ben de görmeyi çok istiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim. İnşllh bu güzel yeri sizde görürsünüz, gezmek ggibisi yok..

      Sil
  2. Sevgili Pelin Pembesi, yazılarınızı beğeniyle okuduğum halde uzun süredir yorum yazamadım. Kusura bakmayın nolur. Çünkü bloğumda yazdığım üzere son aylarda Ankara'da yaşam oldukça karamsardı....
    İnşallah daha güzel ve huzurlu günler içinde olacağız. İyi bayramlar.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kusura bakar mıyım, hem olanlar hem yaz ve tatilin getirdiği
      rehavet bloglardan uzaklaştırdı bizi. havaların soğumasıyla daha
      fazla buralarda olacağız bence. Blogları şu yaşadığımız hayatın kötü yanlarına
      bir panzehir olarak görüyorum. kaçış bölgelerimiz..

      Sil

Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...